Rekabetten İşbirliğine: Babayla Güç Denemeleri
Ergenlik döneminde gençler, baba ile güç savaşlarına girebilir. Baba, bu güç savaşlarını gencin bireyselleşme çabası olarak anlamalıdır. Burada baba, otoritesini korurken gençle işbirliğine dayalı bir ilişki kurabilir.
Örnek: Bir erkek ergen, babasıyla arabayı kim daha iyi kullanıyor gibi küçük rekabetlere girebilir. Baba, bu durumu bir üstünlük kurma meselesi haline getirmek yerine, “Senin nasıl kullanacağını görmek istiyorum” diyerek ona alan açabilir.
Cinsel Kimlikte Rol Model Olarak Baba
Erkek çocuk için baba, maskülen bir kimliğin nasıl taşınabileceğini; kız çocuk için ise feminenliğin karşı cinsle nasıl ilişkilenebileceğini gösterir.
Örnek:
Bir erkek çocuk, babasının araba tamir etmesine ya da yemek yapmasına tanık olduğunda, erkeklik algısının yalnızca “sert” davranışlarla sınırlı olmadığını görür ve maskülenliği katı bir kalıptan çıkarır.
Bir kız çocuk ise babasının kendisine yönelik koruyucu, ancak saygılı tutumlarından, karşı cinsle ilişkilerinde neyi talep edebileceğini öğrenir.
Baba Dış Dünyaya Geçişin Kapısını Açar
Baba, ergenin sosyal hayatta nasıl var olacağını anlamasına ve dış dünyadaki sınırları tanımasına rehberlik eder.
Örnek: Genç, ilk yaz tatili işine başlamak istiyor ve biraz korkuyor. Baba, “Ben senin yaşındayken ilk işimde çok heyecanlanmıştım ama başlamak bana çok şey öğretti” diyerek kendi deneyimini paylaşabilir. Bu paylaşım, gencin dış dünyada adım atarken yalnız olmadığını hissetmesini sağlar.
Baba, Güçlü ve Zayıf Yönlerin Kabullenilmesini Modelleyebilir
Baba figürü, kendi zayıflıklarını gizlemeksizin ergenin karşısında durduğunda, gence “gölge yanlarını” kabullenme cesareti verebilir.
Örnek: Bir baba, geçmişte okul hayatında düşük not aldığı deneyimi çocuklarıyla paylaşabilir, arkadaşlarıyla yaşadığı ilişkilerde zor durumda kaldığı anıları anlatabilir.
Bu tür açıklamalar, gençlere hata yapmanın insan olmanın doğal bir parçası olduğunu göstererek olumlu kendilik algısını geliştirebilir.
Otoritenin İnceliği: Gücün Tehdit Olmaktan Çıkışı
Psikanalitik olarak baba, süperegonun bir dış temsilcisi gibi algılanır. Bu nedenle otoritesini tehditkâr bir şekilde değil, yapıcı ve destekleyici bir şekilde kullanmalıdır.
Örnek:
Genç, oyun oynayıp derslerini aksatıyor olabilir. Baba burada “Neden çalışmıyorsun?” gibi bir sorgulamadan ziyade, “Beraber bir program yapabiliriz. Hangi saatler arasında daha rahat çalışıyorsun?” gibi bir öneriyle yaklaşabilir. Böylece okul ve iş hayatında otoritelerle daha sağlıklı ilişki kurulmasını sağlar.
Özgürlüğü Desteklemek ama Sınırları Dağıtmamak
Diyelim ki genç arkadaşlarıyla bir dışarı çıkmak istiyor. Baba, dışarının güvenliğini veya saatini göz önünde bulundurarak, “Oraya gitmen sorun değil, fakat akşam 10 gibi seni alabilirim” diyerek, ona güvenli bir alan sunabilir.
Böylece genç, hem özgürlüğünü yaşıyor hem de babasının koyduğu sınır içinde kalıyor. “Gitme” demek yerine, kontrolü bırakmadan gençliğin ihtiyaçlarını tanımış oluyor. Gençte ihtiyaçlarını sınırlar içinde karşılamayı öğrenmiş olur.
Anne, çocuğun duygusal güvenliğini sağlayarak ilk bağlanma ve sevgi figürü olur.
Baba ise sınırlar ve otorite aracılığıyla bireysel kimlik inşasında rol oynar, dış dünyaya geçişi yönlendirir ve toplumsal kurallar hakkında rehberlik eder
Böylece her ikisi de çocuğun psikolojik gelişiminde farklı ama tamamlayıcı işlevlere sahiptir.