Aile-Çift, Genç

Ergenlerde Motivasyon Eksikliği ve Sorumluluktan Kaçış

Ergenlerde Motivasyon Eksikliği : “Tembellik” Değil, Büyüme Sancısı 

Levent‘teki ofisimde, ergen ailelerinden en sık duyduğum serzenişlerin başında şunlar gelir: “Odasını bile toplamıyor”, “Hiçbir şey yapmıyor”, “Sınavları umurunda değil” veya “Sürekli birilerinden bir şey bekliyor.” Aileler bu durumu haklı olarak sorumluluktan kaçış olarak yorumlasa da, bu eylemsizliği sadece “tembellik” veya “ilgisizlik” olarak etiketlemek, altta yatan asıl nedeni görmemizi engeller.

Aslında tüm bu şikayetlerin ortak adı, ergenlerde motivasyon eksikliği olarak bilinir. Psikanalitik açıdan bakıldığında bu durum, gencin gelişimsel sürecinde yaşadığı derin bir sıkışmanın sinyalidir. Ergenin sorumluluk almaması, çoğu zaman basit bir tercih değil, onun büyüme yolculuğunda takılıp kaldığı bir yerin göstergesidir.

 Ergenlerde Motivasyon Eksikliği Nedir? 

Psikanalitik açıdan ergenlerde motivasyon eksikliği, genellikle “tembellik” değil, gencin “edilgen” (bekleyen) konumdan “aktif” (eyleme geçen) konuma geçememesi durumudur. Bu, bireyin kendi arzularını netleştiremediği ve dış dünyadan gelen sağlıklı sınırlarla karşılaşmadığı bir sıkışma halidir. Ergenin “bekleyen” konumda kalıp “eyleme geçen” aktif konuma geçememesi, ruhsal olarak hala çocuklukta kalmış hissettiğini gösterir.

Ergen Birey Neden Sorumluluk Almıyor? 

Gencin sorumluluktan kaçmasının ve ergenlerde erteleme alışkanlığı göstermesinin ardında, genellikle çocukluktan devralınan ve çözülmemiş dinamikler yatar.

 1. Edilgenlik ve Geri Çekilme: Doyum Beklentisi

Ergenlik dönemi, bireyin kimliğini yapılandırdığı kritik bir süreçtir. Ancak bazı gençler bu süreçte aktif olmaktan kaçınıp edilgen bir tutum sergiler ve dış dünyayla bağ kurmak yerine kendi içlerine çekilir.

Bekleyen konumda kalan genç, eyleme geçen aktif konuma geçemez ve her yerde doyum almayı umut eder. Çocukken anneden beklediği yatak toplama veya çanta hazırlama gibi ihtiyaçlarının karşılanmasını ergenlikte de bekleyebilir. Bu durum, onun sağlıklı bir büyüme sürecinde zorlandığını ve gelişiminin duraksadığını gösterir.

 2. Gelişimsel Sıkışma: Geri Verilmeyen Çocukluk Sorumlulukları

Ergenlik çağı, önceki gelişim dönemlerinden farklı olarak, yavaş yavaş sorumlulukların alındığı bir dönemdir. Ancak çocukluk döneminde ebeveynler tarafından üstlenilen sorumluluklar, ergenin sorumluluk alabilmesi için ona geri verilmelidir. Aksi takdirde, ergen birey kendi yaş döneminin gelişimsel özelliklerini kazanamayacağı için, ruhsal olarak hala geride kalmış hissedecektir.

Aile Dinamiklerinin Rolü: “Sevecen Anne” ve “Sınır Koyan Baba”

Ergenlerde sorumluluk bilinci gelişiminde aile dinamikleri kilit rol oynar. Özellikle annenin koruyucu rolü ile babanın sınır koyucu rolü arasındaki denge önemlidir.

“Sevecen Anne” Rolü ve Koruyucu Tuzağı

Türk aile yapısında sıkça rastlanan “sevecen anne” rolü, çocuğuna kıyamama, onun yerine işlerini yapma eğilimindedir. Eğer anne, bu sorumlulukların verilmesinde zorlanıyor veya çocuğuna kıyamıyorsa, çocuğun bireyselleşmesi için babanın devreye girmesi gerekmektedir. Babanın devreye girmemesi durumunda, çocuk hala anneden, çocuksu ihtiyaçlarının karşılanmasını bekleyecektir.

 Babanın Rolü (Babasal İşlev): Sınır Koymak ve Büyümeye İzin Vermek

Ailede babanın rolü, psikanalitik açıdan sadece bir figür olmanın ötesindedir; bir “işlevdir”. Baba işlevi, çocuğun aldığı doyumu sınırlandıran, çocuğun kendi iradesi ile aldığı doyumu yeri geldiğinde durdurup sorumluluklarına geri dönmesini sağlayan yapıdır.

Baba, sınırlandırıcı bir özellikle bilgisayar başında oturan çocuğuna, saati hatırlatan ve sorumluluklarına dönmeye teşvik eden bir kişi olmalıdır. Anlaşılması açısından bir örnek vermek isterim; odasında oyuncakları ile oynayan çocuğa, “Oyunun bittiği zaman oyuncaklarını oyuncak kutusuna kaldır” diyen kişidir Baba işlevi. Yani, oynamasına izin verir ama bu oyunun bir sınırı olduğunu da hatırlatır.

Ergenlerde Sorumluluk Bilinci Nasıl Geliştirilir? (Pratik Adımlar)

Çocuğa sorumluluk nasıl verilir? Bu süreç, bir anda olmaz, tutarlı adımlar gerektirir.

1. Yaşa Göre Sorumluluk Örnekleri: Nereden Başlamalı?

Sorumluluk vermek, gence “yapabileceğine” dair bir güven mesajı göndermektir. Yaşına uygun görevler, onun aktif konuma geçmesini sağlar.

  • 10-11 Yaş (Erken Ergenlik – Geçiş Dönemi): Bu yaş, kişisel bakımın ve ortak alan katkısının temelidir.
    • Kendi alarmıyla uyanmak (ebeveynin sürekli uyandırması yerine).
    • Okul çantasını ve ödevlerini bir gece önceden kontrol etmek.
    • Sofranın kurulmasına veya kaldırılmasına aktif olarak yardım etmek.
    • Evcil hayvanın mamasını veya suyunu düzenli olarak vermek.
  • 12-13 Yaş (Orta Ergenlik – Beceri Gelişimi): Bu dönemde genç, daha karmaşık görevleri ve planlamayı öğrenebilir.
    • Kendi odasının temizliğini ve düzenini tamamen üstlenmek.
    • Kendi çamaşırlarını katlayıp dolabına yerleştirmek.
    • Daha küçük bir kardeşi varsa, kısa süreli (15-20 dk) onunla ilgilenmek.
    • Kendisi için basit yiyecekler hazırlayabilmek (örn. tost, sandviç, yumurta).
  • 14+ Yaş (Orta Ergenlik – Bireyleşme): Bu yaş, artık dış dünya ile ilgili sorumlulukları alma zamanıdır.
    • Kendi harçlığını yönetmek ve temel ihtiyaçları için bütçe planlaması yapmak.
    • Okul veya kursa toplu taşıma kullanarak kendi başına gidip gelebilmek.
    • Proje ve sınav tarihlerini ebeveyn hatırlatması olmadan takip etmek (Bu, çocuğum ders çalışmıyor şikayetine karşı ilk adımdır).
    • Aile için basit bir market alışverişi listesini tamamlayabilmek.

 2. Sınırları Netleştirin ve Tutarlı Olun

Baba, çocuğun kendine örnek alacağı bir kişi olduğu için, tutarlı ve sürekli bir şekilde çocuğun yapıp yapmayacağına dair sınır belirlemelidir. Bu şekilde, çocuk kendi dürtülerine sınır koymayı öğrenir ve ertelenen ödevler, sınavlar gibi sorumluluklar ertelenmek yerine yapılır.

 3. Sonuçlarla Yüzleşmesine İzin Verin

Yapılan araştırmalar, küçük yaşlardan itibaren ev işleri gibi sorumluluklar alan ergenlerin, özsaygılarının ve problem çözme becerilerinin daha yüksek olduğunu göstermektedir. Ebeveyn olarak çocuğunuzun yapmadığı bir sorumluluğun (örn. ödevini yapmamak) sonucunu (örn. öğretmenden azar işitmek) onun yerine üstlenmeyin. Olumsuzlukla ve hayal kırıklıklarıyla baş edebilme yetisinin gelişmesi, sorumluluk almanın temelidir.

Sık Sorulan Sorular (SSS)

S: Sorumluluk almayan ergene nasıl davranmalı? C: Öncelikle suçlayıcı (“Çok tembelsin!”) bir dil yerine, gözlemleyici (“Odanın dağınık olduğunu fark ettim, toplamak için bir plana ihtiyacın var mı?”) bir dil kullanın. Yapmasını istediğiniz sorumlulukları (örn. “odanı topla” yerine, “kirli kıyafetlerini sepete at”) net ve küçük adımlara bölün.

S: Ergen neden odasını bile toplamıyor? C: Bu davranış, genellikle pasif bir direniş veya yukarıda bahsedilen “edilgen konumda kalma” halinin bir yansımasıdır. Ona bu sorumluluğu neden yapması gerektiğini anlatmak yerine, bu sorumluluğun sonuçlarını (örn. “Kirli sepete atılmayan kıyafetler yıkanmaz”) yaşamasına izin vermek daha etkili olabilir.

S: Sınır koymak kötü ebeveynlik midir? C: Hayır. Sınırlama, kötü bir ebeveyn olmak anlamına gelmez. Tam tersi, çocuğunuzun kendi dürtülerini yönetebilmesi ve dış dünyanın gerçekliğine adapte olabilmesi için ihtiyaç duyduğu en sağlıklı ve etkili gelişimsel yöntemdir.

Sonuç: Sorumluluk, Büyümenin Anahtarıdır

Çocuklukta edinilen alışkanlıkları bırakmak ve ergenin sağlıklı bir kimlik geliştirmesi için, ailelerin çocuklarına yaşlarına uygun sorumlulukları vermesi şarttır. Baba işlevi; yani hayatı öğreten, sınırlayan, net ve tutarlı olan yapı, çocuğun gelişim sürecine en büyük katkıyı sunacaktır. Ergenin sorumluluk alması, onun aktif konuma geçmesi ve yetişkin dünyasına sağlıklı bir adım atması demektir.


Ben Kli.Psk Halil İbrahim Yalçın,

Ergen ve yetişkinlerle psikanalitik temelli terapi yürütmekteyim. Ofisim, Levent’te, Sarıyer ve Beşiktaş’ın kesişim noktasında merkezi bir konumda yer almaktadır. Ergenlerde motivasyon eksikliği, sorumluluk bilinci, erteleme alışkanlığı, aile içi çatışmalar ve “babanın rolü” gibi gelişimsel zorlukları psikanalitik bir bakış açısıyla anlamlandırmak, temel çalışma alanlarımdan bazılarıdır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir