Bu yazı, ebeveynlerin çocuklarının zor durumları karşısındaki tepkileri ile çocuklarda oluşan derin suçluluk duygusu ve davranış bozuklukları arasındaki ilişkiyi inceler.
1. Çöken Ebeveynler ve Çocuktaki Boşluk (Ebeveyn Boşluğu Nedir?)
Hassas ebeveynler, çocuklarının yarattığı zorlu durumlar karşısında hemen dağılır, tartışır ya da aşırı üzülerek çökerler. Bu tepki, çocukların zihninde bir “ebeveyn boşluğu” oluşmasına yol açar. Çocuk, kendisi yüzünden ebeveynlerine zarar vermiş gibi suçlu hisseder. Davranış bozukluğu ve ergenler arasındaki ilişkiye dikkatle bakılması gerekir.
Güncel Sorun: “Ebeveyn boşluğu nedir ve çocuk davranışlarını nasıl etkiler?” Ebeveynlerin hemen dağılmayan ve çökmeyen davranışları, çocuklarda bu ruhsal boşluğun oluşmasını engeller. Çocuğun kaygısını taşıyabilen ebeveyn, ona güvenli bir zemin sunar.
2. Suçsuzluğa Ait Acı Veren Suçluluk Duygusu
Ebeveyn boşluğu oluşan çocuklar, bu boşluğun kendilerinden kaynaklandığı düşüncesiyle derinden suçlu hissederler.
Ancak bu suçluluk duygusu, somut ve gerçek bir sebebe dayanmaz; tamamen iç dünyalarına aittir ve son derece acı vericidir. Psikanalitik kuramın önemli bir savı şudur: İnsan suç işlemeden önce suçluluk duygusu yaşar. Bu, içsel çatışmaların dışa vurulmamış halidir. Bu durum, aranan bir diğer soruyu doğurur: “Çocuklarda sebepsiz suçluluk duygusu neden olur?”
3. Ceza Arayışı ve Davranış Bozuklukları
Çocuklar, bu somut olmayan suçluluk duygusunu hafifletmek ve içindeki acıya bir son vermek ister. Bu nedenle, içsel acıyı dindirmek adına, suç işleyerek bu duyguyu somutlaştırmaya çalışırlar. Davranış bozuklukları çözüm olmaz.
Çocuk, sürekli uyarı ve ceza alacağı durumlar yaratır. Örneğin, okulda sürekli disiplin dışı davranışlar sergilemek bu duruma örnektir. Bu, aslında bir ceza arayışıdır.
- Ceza Almak Rahatlatır: Bu davranışların sonucunda ceza almak, çocukların rahatlamasını sağlar ve ceza onlara rahatlatıcı gelir.
- Bu döngü, çocuğun bilinçdışında “Aslında suçlu olan benim, ailem değil” demesinin bir yoludur. Böylece, hem içindeki dayanılmaz suçluluk duygusu somutlaşır hem de ebeveynlerini kendi acılarından kurtardığını düşünür. “Suçlu olan benim” fikri, kontrol edemedikleri ebeveyn çöküşü karşısında çocuklara bir tür sahte kontrol hissi verir.
