Levent‘teki ofisimde yetişkinlerle çalışırken, fobi konusunun genellikle yanlış anlaşıldığını fark ederim. Birçok insan bunu “basit bir korku” olarak etiketler. Oysa örümcek, asansör veya köpek korkusu gibi spesifik fobiler, genellikle buzdağının sadece görünen yüzüdür. Bu korkular, çoğu zaman içsel dünyamızdaki daha derin bir çatışmanın, bastırılmış bir arzunun veya çözülmemiş bir dinamiğin dış dünyadaki bir nesneye “kilitlenmesi”dir.
Korku, gerçek bir tehlikeye verilen sağlıklı bir yanıttır. Fobi ise, gerçekte o kadar da tehlikeli olmayan bir duruma veya nesneye karşı verilen aşırı ve mantıksız bir korku tepkisidir. Peki, bu mantıksız korku neden ortaya çıkar?
Fobi Nedir?
Psikanalitik açıdan fobi, içsel bir korkunun, bastırılmış bir arzunun veya bilinçdışı bir çatışmanın, dış dünyadaki belirli bir nesneye (örn. hayvan, asansör, kapalı alan) yansıtılması ve kilitlenmesidir. Ruhsal dünyamızda taşıyamadığımız o yoğun duygu (kaygı, suçluluk, saldırganlık), daha kolay yönetilebilir görünen dışsal bir nesneye aktarılır. Böylece kişi, kendi içsel çatışmasıyla yüzleşmek yerine, o nesneden kaçınarak kaygısını kontrol etmeye çalışır.
“Sağlıklı” Fobi Diye Bir Şey Var Mıdır?
Herkesin yılan, böcek gibi bir fobisi olabilir. Yapılan araştırmalar, dünya nüfusunun yaklaşık %9’unun spesifik bir fobiye sahip olduğunu göstermektedir. Eğer bu fobiler günlük hayatımızı etkilemiyorsa (örneğin, sadece belgeselde gördüğünüzde rahatsız oluyorsanız), bu fobilerin varlığı bir dereceye kadar sağlıklı bile kabul edilebilir.
Neden? Çünkü içimizde yer alan soyut bir korku, bir hayvan fobisiyle ilişkilendirilerek somutlaştırılır ve sembolize edilir. Bu, o soyut kaygıyı bir yere “bağlayarak” rahatlamamızı sağlar. Bu nedenle, günlük yaşamı engellemeyen, kaçınma davranışına yol açmayan basit fobilerin tedavi edilmesi her zaman gerekmeyebilir.
Fobilerin Anlamı: Arzularımız Korkuya Nasıl Dönüşür?
Eski yazınızda da belirttiğiniz gibi, fobiler içsel dünyamızı yansıtır; bastırılmış arzularımız korku ve fobiye dönüşür. Özellikle çocuklar ve gençlerde gelişen fobilere bu açıdan çok önem vermeliyiz, çünkü bunlar genellikle altta yatan bir çatışmanın en net sinyalleridir.
1. Bastırılmış Saldırganlığın Yansıması (Hayvan Fobileri)
Her zaman herkes için geçerli olmasa da, köpek fobisi (kinofobi) veya ısırılma korkusu, genellikle çocuğun kendi içindeki saldırgan duyguların dışarıya yansıtılmasıdır.
Çocuk, kendi öfkesinden veya zarar verme dürtüsünden korkar. Bu kabul edilemez saldırganlık duygularını bastırır ve “Ben saldırgan değilim, o (köpek) saldırgan” diyerek korkuyu dışsallaştırır. Köpek, çocuğun kendi saldırganlığının bir sembolü haline gelir. Köpek korkusu olan birinin iç dünyasında, tıpkı bir köpeğin saldırganlığı gibi, kontrol etmekte zorlandığı güçlü dürtüler olabilir.
2. Sahip Olma Arzusunun Dönüşümü (Kaçırılma Korkusu)
Bazı çocuklarda fobi, özellikle kaçırılma veya çalınma korkusu olarak ortaya çıkabilir. Bu durum, çocuğun iç dünyasında bir başkasına (belki bir kardeşe, belki ebeveyne) aşırı bir sahip olma arzusuyla ilişkili olabilir. Bu yoğun “sahip olma” ve “kontrol etme” arzusu, dış dünyada “kaybetme” veya “çalınma” korkusu olarak tam tersine döner.
3. Aile Dinamikleri ve Ayrışma Korkusu (Boğulma, Yükseklik, Açılma Fobileri)
Fobiler, genellikle ilk bakım verenlerle kurduğumuz ilişki kalıplarını yansıtır.
- Boğulma veya Klostrofobi (Kapalı Alan Korkusu): Aile içi dinamiklere bazen dikkat etmek gerekir. Boğulma korkusu veya klostrofobi yaşayan birinin, özellikle annesiyle olan ilişkisi özel olarak incelenmelidir. Bu fobi, kişinin ebeveyni tarafından aşırı korunduğu, bunaltıldığı veya kendi bireysel alanını oluşturamadığı, “boğucu” bir ilişkide baskı altında olduğunu sembolize edebilir.
- Agorafobi veya Yüzme Korkusu: Yüzme bilmesine rağmen denizde açılmakta zorlanan kişilerin, aslında kendi yaşamlarında “açılmakta” zorlandığını görebiliriz. Bu, anneden, aileden veya güvenli alandan ayrışmakta zorlanma ve büyümekten korkma halinin bir yansımasıdır.
] Fobi Tedavisi: Yüzleşmek mi, Anlamak mı?
Fobi nasıl yenilir? Bu sorunun iki cevabı vardır. Bilişsel-Davranışçı Terapi (BDT) ve Maruz Bırakma (Exposure) Terapisi, fobinin semptomunu (yani korkulan nesneye karşı kaçınmayı) ortadan kaldırmada çok etkilidir.
Ancak psikanalitik terapi, semptoma değil, semptomun kaynağına odaklanır. Fobinin işaret ettiği asıl bilinçdışı çatışmayı, bastırılmış arzuyu veya çözülmemiş dinamiği anlamaya çalışır. Amaç, sadece köpekten korkmamayı sağlamak değil, o köpeğin sizin için neyi sembolize ettiğini (bastırılmış öfke, kontrol ihtiyacı vb.) çözmektir. Fobinin anlamı çözüldüğünde, sembol (fobi) genellikle kendiliğinden gücünü kaybeder.
Sık Sorulan Sorular (SSS)
S: Fobi belirtileri nelerdir? C: En yaygın belirtiler; korkulan nesne veya durumla karşılaşıldığında tetiklenen yoğun kaygı, kalp çarpıntısı, terleme, titreme, nefes darlığı ve en önemlisi, o durumdan veya nesneden aşırı kaçınma davranışıdır.
S: Fobi genetik midir? C: Genetik bir yatkınlık rol oynayabilir, ancak fobilerin çoğu öğrenilmiş veya yukarıda bahsedildiği gibi içsel çatışmaların yansıtılması yoluyla gelişir.
S: En sık görülen fobiler nelerdir? C: Sosyal fobi (topluluk önünde konuşma), agorafobi (güvenli alandan ayrılamama), klostrofobi (kapalı alanlar), araknofobi (örümcekler) ve kinofobi (köpekler) en yaygın görülenler arasındadır.
S: Çocuklarda fobi neden bu kadar önemlidir? C: Çünkü bir çocuğun fobisi, genellikle onun kelimelerle ifade edemediği bir içsel sıkıntının veya aile içi bir dinamiğin dışavurumudur. Bunu “çocukluk korkusu” olarak geçiştirmek, altta yatan asıl sorunu görmezden gelmek olabilir.
Sonuç: Korkunuzun Söylediği Hikayeyi Duymak
Özetle, fobiler sadece mantıksız korkular değildir; onlar iç dünyamızın, bastırdığımız arzularımızın ve çözülmemiş çatışmalarımızın sembolik bir dilidir. Bir fobi, bize kendimizle ilgili önemli bir hikaye anlatır. Bu hikayeyi duymak, sadece bir korkuyu yenmek değil, aynı zamanda birey olarak büyümek ve ayrışmak anlamına gelir.
Klinik Psikolog Halil İbrahim Yalçın
Ergen ve yetişkinlerle psikanalitik temelli terapi yürütmekteyim. Ofisim, Levent‘te, Sarıyer ve Beşiktaş‘ın kesişim noktasında merkezi bir konumda yer almaktadır. Fobi, kaygı bozuklukları, çocuklarda fobi ve korkuların ardındaki psikanalitik dinamikleri anlamlandırmak, temel çalışma alanlarımdan bazılarıdır.
