Evde biriken eşyalar, eski notlar, kıyafetler… Bunları bir türlü atamamak sadece bir “dağınıklık” değildir.
Biriktirme davranışı nedenlerine bakıldığında, bunun derin bir psikolojik anlam taşıdığı görülür.
Halk arasında Eşya Atamama Hastalığı veya Dispozofobi olarak bilinen bu durum; bireyin güven eksikliğini, kontrol etme ihtiyacını ve büyümeye karşı direncini görünür kılar.
Bu yazıda, sıkça karıştırılan OKB biriktirme belirtileri ile istifçilik arasındaki farkları inceleyerek, bu davranışın ardındaki psikolojik kökenleri anlamaya çalışacağız.
1. Klinik Ayırım: İstifçilik, OKB ve Biriktirme Davranışı Nedenleri
Biriktirme davranışını anlayabilmek için önce bu üç kavram arasındaki farkları bilmek gerekir.
Çünkü biriktirme davranışının nedeni, kişinin ruhsal yapısına göre değişir.
Kısaca:
OKB’de biriktirme, bir takıntı (obsesyon) sonucunda gelişir. Kişi “Bu eşyayı atarsam kötü bir şey olur.” diye düşünür. Böylece kaygısını azaltmak için eşyayı tutar.
Yani amaç, kaygıyı kontrol etmektir.İstifçilik (Biriktiricilik Bozukluğu) ise daha çok duygusal bağ kurma ve kayıp korkusuyla ilişkilidir.
Kişi, eşyalarla duygusal bir ilişki kurar ve onları atarsa bir parçasını kaybedeceğini hisseder.
Buradaki amaç, güven hissini korumaktır.Biriktirme davranışı her zaman patolojik değildir. Özellikle ergenlik döneminde, bu davranış bazen büyümeye karşı bir direnç olarak ortaya çıkar.
1.1. İstifçilik Sendromu (Biriktiricilik Bozukluğu)
Biriktiricilik Bozukluğu, kişinin değeri ne olursa olsun nesneleri atamamasıyla tanımlanır.
Bu durum zamanla yaşam alanını daraltır ve günlük işlevleri bozar.
Bazı durumlarda kişi, çöpten eşya toplama gibi uç örneklere yönelebilir.
Asıl mesele, nesnelerden ayrılmanın yarattığı duygusal acı ve kaybetme korkusudur.
Kişi, eşyalar aracılığıyla geçmişteki güvenli duyguları canlı tutmaya çalışır.
Başka bir deyişle, eşyalar içsel boşluğu doldurmanın bir yolu haline gelir.
1.2. İstifçilik ve Koleksiyonculuk Arasındaki Fark
Koleksiyonculuk, seçici ve düzenli bir ilgiyi ifade eder.
Buna karşın istifçilik, düzensizdir ve kişinin yaşam alanını işlevsiz hale getirir.
Koleksiyon kişiye keyif verirken, istifçilik genellikle kaygıyı artırır.
Bu nedenle “kompulsif biriktirme hastalığı” ifadesi, bu davranışın patolojik yönünü vurgular.
2. Gençlerde Büyüme Korkusu: Değişim, Kayıp ve Biriktirme Davranışı Nedenleri
Biriktirme davranışının altında çoğu zaman kayıp korkusu ve büyümeye karşı bilinçdışı direnç yatar.
Bu yüzden özellikle ergenlik döneminde, gençler bazen eşyalarını biriktirir veya koleksiyon yapar.
Bu davranışlar, kayıp korkusu yaşayan obsesif kişiliklerde daha sık görülür.
2.1. Nostaljiye Sığınma: Büyümek Aynı Zamanda Kayıptır
Büyümek, yalnızca gelişmek değil; aynı zamanda bazı şeyleri geride bırakmaktır.
Ergen için bu süreç, bir zamanı durdurma çabasına dönüşebilir.
Sorumluluklar arttıkça, özgürlük alanı daralır ve bu da “kaybetme” hissini doğurur.
Bu yüzden bazı gençler, eşyalarına tutunarak geçmişteki güvenli duygulara bağlanır.
Büyümek aynı zamanda kayıptır, çünkü büyürken eski benlik parçalarından vazgeçmek gerekir.
İşte bu nedenle biriktirme davranışı, çoğu zaman büyümeye karşı bir direnç taşır.
2.2. Agresyon Blokajı ve Kontrol Etme İhtiyacı
Agresyon, bireyin ayrışması ve kimliğini ortaya koyması için gerekli bir enerjidir.
Ancak güven problemi yaşayan kişiler bu enerjiyi dış dünyada kullanmakta zorlanır.
Bu durumda kişi, kontrolü eşyalar üzerinde kurar.
Biriktirme davranışı, içsel değişime ve büyümeye karşı geliştirilmiş bir kontrol mekanizmasıdır.
Kişi, değişimi durduramayacağını hissettiğinde, en azından eşyalarını kontrol altında tutmak ister.
3. Çocuklarda ve Ergenlerde Biriktirme: Ebeveyn Yaklaşımı ve Sınırlar
Biriktirme davranışı nedenleri, çoğu zaman aile içi dinamiklerle bağlantılıdır.
Ebeveynin yaklaşımı, çocuğun kaygısını ve davranışın şiddetini doğrudan etkiler.
3.1. Obsesyonları Olan Çocuğa Nasıl Davranmalı?
“Obsesif çocuğa nasıl davranmalı?” sorusunun yanıtı, disiplinden önce güven vermektir.
Takıntıları olan çocuk veya ergenlerle çalışırken iki uçtan kaçınmak gerekir:
Takıntıların geçmesi için baskı yapmak, çocuğun kaygısını artırır.
Kaygıya tamamen teslim olmak ve her dediğini yapmak okb döngüsünü pekiştirir.
Ebeveynin görevi, güven verici ama sınır koyan bir figür olmaktır.
Bu denge, çocuğun kendi kaygısıyla başa çıkma kapasitesini geliştirir.
Sıkça Sorulan Sorular (SSS)
Çocuklarda OKB Belirtileri Nelerdir?
En sık görülen belirtiler; simetri, düzen takıntıları, kirlilik korkusu ve eşya biriktirme davranışlarıdır.
Biriktirme Davranışı ve OKB Nasıl Tedavi Edilir?
Tedavi bireysel olmalıdır. BDT kısa vadede belirtileri hafifletir, psikanalitik terapi ise davranışın kökenindeki kayıp ve kontrol çatışmalarını anlamayı hedefler.
Eşya Atamama Hastalığı (İstifçilik) Neden Ortaya Çıkar?
Travmatik kayıplar, güven eksikliği ve büyümeye karşı direnç bu davranışı tetikleyebilir.
Nesneler, kaybedilen güvenin yerini alır.
Para Biriktirme Hastalığı da Bir İstifçilik midir?
Hayır. Bu durum genellikle güvenlik ve kontrol ihtiyacından kaynaklanır, istifçilik değildir.
Ne Zaman Uzman Desteği Almalıyım?
Eğer çocuğun davranışları günlük yaşamı zorlaştırıyorsa, ya da aile bu zorlantılara teslim olmaya başladıysa, bir uzmandan destek almak gerekir
Sonuç: Biriktirme Davranışının Derin Anlamı
Biriktirme davranışı sadece yüzeydeki dağınıklıkla açıklanamaz.
Bu davranış, kaybedilen güveni, sınır koyma güçlüğünü ve büyümeye dair direnci temsil eder.
Kişi, nesneler aracılığıyla duygularını ve hayatını kontrol etmeye çalışır.
Gerçek iyileşme, bu kontrolü eşyalar üzerinden değil, kendi iç dünyasıyla kurulan ilişki üzerinden yeniden kazanmaktır.
Psikoterapi, kişiye bu farkındalığı kazandırarak, kaybın zorlantısından kurtulup sağlıklı bir şekilde büyümesine yardımcı olur.
